El Cezire haber sitesine göre, El Aksa Camii İslam Müzesi, "Fas Haznedar Mushafı" adlı bir Kur’an el yazmasına ev sahipliği yapıyor. 7 yüzyıl önce, Mansur Billah (731'den 749'a kadar) lakaplı Ebu el-Hasan Ali ibn Osman ibn Yakub al-Marini, El-Aksa Camiine kendi eseriyle iz bırakmaya karar verdi. O dönemin el yazma Kur’anlarına göre eşsiz, şanlı ve eşsiz bir Mushaf yazdı. Bu eser bugüne kadar Fas İslam sanatına ve bu ülke halkının Kudüs ve El Aksa Camii sevgisine tanıklık ediyor.
Bu Kur'an, gümüş kakmalı kare şeklinde ahşap bir kutu içinde saklanmaktadır. Kur’an sandığı birkaç kısımdan oluşmakta ve Kur’an'ın cüzleri ile vakıf mektubunun nüshalarını ayrı ayrı yerleştirilebilmektedir. "Fas Haznedar Mushafı ‘’ bağış mektubu gibi bu Kur’an miladi 1344 yılında Sultan Ebul Hasan Marini tarafından yazılmıştır. Ebul Hasan, Mescid-i Aksa'ya olan bağlılığı ve saygısı nedeniyle bu Mushaf'ı Müslümanların ilk kıblesine armağan etti.
Bu Mushaf’ın vakıfnamesinde şöyle yazmakta: Kur’an'ın bu nüshası Hamd ve Tevhid Suresi, Nas ve Felak ve Bakara Suresi'nin ilk ayetleri okuduktan sonra Kubbetul Sahra içinde hatim edilmeli, İslam Peygamberi, vakfedenler ve tüm Müslümanlara dua edilmeldir. Ayrıca bu Mushaf’ı okuyan kâri, dürüst, Kur’an hafızı ve erdemli kişilerden olmalıdır.
Müslümanların hoş hatlı ve ahlaklı hükümdarı
Amir al-Müslimin lakaplı Sultan Abul Hasan Mansur Billah Marini, Bani Marini'nin büyüklerinden biri ve bir Berberi idi. İyi ahlaklı, zeki ve alçakgönüllü bir insandı. Sultan Abul Hasan Marini, münzeviliği, dindarlığı ve güzel hattıyla tanınırdı ve bu sanatı babasından miras aldı. Abul Hasan’ın Hükümdarlığı sırasında (Trablus, Batı Afrika ve tüm Kuzey Afrika ve Endülüs'ün bir kısmı) topraklarını birlikle yönetti. Özellikle Mısır'da okul ve cami gibi çeşitli eğitim ve dini merkezler kurdu.
Tarih boyunca Müslüman yöneticiler, Kur’an'ı en kıymetli ve değerli armağanlardan biri olarak kabul etmişlerdir. Diğer ülkelerle siyasi ve diplomatik ilişkileri güçlendirmek için birbirlerine hediye olarak gönderirlerdi. Fas hükümdarlarının Mısır ve Doğu ile ilişkiler içindeydi.
Detaylı araştırma yapmak
Pek çok bilim insanı "Fas Haznedar Mushafı"nı inceledi. Ama kimse onu özel ve akademik olarak incelemedi. 2020 yılında Kudüs'te yaşayan ve el yazmaları restorasyonunda uzman olan "Samar Nimr Bakirat" adlı Filistinli bir kadın, Marini döneminde Mushaf yazma sanatı üzerine tarihi bir çalışma başlattı. Codicology bilimine dayalı olarak bu Kur’an hem maddi hem de sanatsal yönden incelemiş ve analiz etmiştir.
Kayıp cüzler
Barikat’a göre, küçük kutu Fas Mushaf’ının istenen kaliteye sahip olmasına yardımcı olmuş buna ek olarak deri üzerine yazılmış ayetler kağıt gibi çürüme ve solma göstermemiştir.
Araştırmacının söylediğine göre, beş cüzü eksik olan Mushaf Osmanlı döneminde Hac Mübarek bin Abdul Rahman Al-Maliki tarafından 1807'de yeniden yazıldı. 1932'de Mushaf'ın otuzuncu cüzü ortadan kayboldu . Bugün Sultan Marini hattıyla sadece 24 cüzü kaldı. Fas Mushafı, karbon mürekkeple emprenye edilmiş safran ve misk gibi aromatik maddelerden yapılmış bir maddeyle yazılmıştır. Bu Mushaf'taki surelerin başlığı ve sonu Kufi alfabesiyle yazılmış olup Mushaf metni herhangi bir süsleme olmadan basit Fas hattıyla yazılmıştır. Bu Mushaf’ın her cüzü kare sayfaya yazılmış ve Allah’ın Kelamının kutsallığını korumak için hattı güzel ve büyük yazılmıştır.
Sayfa düzeni ve gravürlerde yenilik
Filistinli araştırmacı, güzel geometrik öğeler, rengarenk çiçekler ve bitkiler içeren her bir bileşenin başındaki çeşitli süs tasarımlarını Fas Mushaf'ın üstünlüğünü ve şöhretini olarak nitelendirdi. Bu resimlerde ve ayetler arası aralıklarda gördüğümüz ihtişam, Marini dönemindeki Fas İslam sanatının güzelliğinin bir yansımasıdır.
‘’Fas Haznedar Mushaf’’ının tarihi değeri
Samar Nimr Bakirat’ın söylediği gibi bu Mushaf’ın önemi Müslümanlar için Kur’an’ın önemini gösterir. Ayrıca bu Mushaf benzeri görülmemiş bir eylem olarak Sultan tarafından yazılmıştır. Fas İslam edebiyatının mirasında ve kültüründe adı geçen Sultan Abul Hasan tarafından yazılan dört Mushaf'ın hayatta kalan tek kopyası olması da önemini artırıyor.
Filistinli el yazmaları uzmanı, "Bu el yazmasının tarihsel değeri çok yüksek ve Kudüs halkı, hem de Fas buna fiyat biçemez. Bu Kur’an ile gurur duyuyorlar, çünkü hükümdarların ve Fas halkının Kudüs şehrine ilgisinin tarihsel nedenlerinden biri olmuştur.’’ dedi.
Başta Memlük ve Osmanlı dönemlerinde olmak üzere pek çok Kur’an el yazması Müslüman krallar ve hükümdarlar tarafından Mescid-i Aksa'ya bağışlanmıştır. Örneğin Enver paşa, Sultan Murad Mushafı ve Filistin İslam Müzesi'ndeki en büyük Mushaf olan Sultan Bersbay Mushaf'ı (Mısır).
3928760