IQNA

Yetimlere karşı görevlerimiz

12:17 - August 23, 2022
Haber kodu: 3477151
İnsan doğasından kaynaklandığı söylenebilecek konulardan biri de başkalarına, özellikle de anne ve babasını kaybetmiş kişilere yardım etmektir.

Yetimlere yardım etmek konusu tarihten günümüze kadar varlığını sürdürmüştür ve halen devam etmektedir. Toplumda konunun bu kadar gündeme gelmesinin sebebi; öncelikli olarak terör, savaş, deprem ve diğer olaylar sonucu ortaya çıkan can kayıpları ve boşanma sonucu parçalanan ailelerin toplumda yer etmesidir. Daha sonra ise gelişen dünya neticesinde insanlar arasında sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın azalmasıdır. Bu yüzden yetim kavramı süregelen bir mesele olmuştur. Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu gibi yetimin hakkına riayet edilmesi, konunun dikkat çekiciliğini vurgulamaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ise yetimliği bizzat yaşamış olmasına rağmen bütün zorlukların üstesinden gelerek bize rehberlik etmiştir.

Yetim; ilk bakışta babası olmayan çocuk olarak adlandırılırken aynı zamanda dul kadın, zayıflar ve anne-babasından ayrı kimsesiz insanlar için de kullanılmaktadır. Cahiliye döneminde yetimlerin haklarına riayet edilmez iken İslam ile birlikte bu haksızlıkların üzerine bir set çekilmiştir.(Dilek Ergin-1.Uluslararası İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Kongresi)

Her toplumda, anne ve babasını farklı nedenlerle kaybeden ve bakılmak üzere yetimhane ve benzeri merkezlere gönderilen çocuklar vardır.

Ancak yetimlerin ihtiyacı olan tek şey barınma, yiyecek ve giyecek değildir. En çok ihtiyaç duydukları şey, başkalarından gelen sevgi ve şefkattir. İnsanoğlu, özellikle çocukluk döneminde başkalarının ilgi ve sevgisine ihtiyaç duyar. Bu sevgi ve şefkati almazsa gelecekte sağlıklı bir yaşam sürdüreceğinin garantisi yoktur. Bu tür çocuklar büyüdüklerinde kişisel ve sosyal problemler yaşayabilirler. Çünkü insanın ruhsal, sosyal ve ahlaki yönden yetiştirildiği yer aile ortamıdır.

İslam dininde sosyal alanda üzerinde durulan en önemli konulardan biri yetimlere saygı ve sevgidir. Kur'an-ı Kerim'de bu konuya özel bir önem verilmiş ve müminlerin yetimlere zulmetmelerini ve onları ihmal etmelerini yasaklamıştır: "Öyleyse sakın yetimi ezme!" (Duhâ :9).

Ayrıca yetimler maddi olarak desteklenmesi gereken gruplardan biridir. Çünkü ebeveynleri olmadığı için yoksulluk içinde yaşamamalıdırlar. Bu konuda Bakara suresi 177. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takvâ sahipleri bunlardır".

Ne yazık ki, yetimlere yardım etmeyi reddetmekle kalmayıp, onların durumlarını ve zayıflıklarını istismar edip mallarına el koyan insanlar da bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim yetimlerin mallarını ateşe benzetmiş ve buna el uzatanların sonunun cehennem olduğunu belirtmiştir: Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir. (Nisâ: 10)

captcha