Kur’an ayetlerinde mal ve mülkün yeri

Kur’an-ı Kerim’de insanın mali durumunun iyi olması iligili birçok konu çeşitli vesilelerle zikredilmektedir. İnsanın helal yoldan elde ettiği zenginlik dünya hayatını güzelleştiren bir unsur olarak kabul edilmektedir.

Kur’an-ı Kerim, insanın sahip olduğu zenginliği Allah’ın bir lütfu olarak kabul ederek güzel sıfatlar kullanmıştır. Cuma suresi, 10. ayeti: “Namaz kılındı mı artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lutfundan nasip arayın. Allah’ı da daima çok anın ki kurtuluşa eresiniz.”

Nur tefsirinde bu ayetin tefsiri ile ilgili şöyle yazıyor: Kur’an kültüründe cuma namazı bittikten sonra insanları gelir ve ticarete yönelmeyi ifade eden “Allah’ın rızasını arama” tavsiye edilmektedir.

Kehf Suresi 46. ayetti mal meselesinin başka bir bakış açısıyla ele almaktadır: “Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; kalıcı olan iyi davranışlar ise rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır.”

Nur Tefsiri’nde bu ayetin tefsirine bakıldığında bu konu Masum İmamların sözlerinde Bakıyat-ı Salihat- insanlara beka aleminde sevap kazandıran salih amellere verilen ad - beş vakit namaz, Allah’ı anmak, kalbimizde Allah’ın peygamberlerine ve salih kullarına duyduğumuz sevgi gibi örnekleri kapsar.

Bu tefsir “benun” kelimesinin kullanımını erkekler olarak tanımlamaktadır. Bir ailenin ekonomik gücü oldukları için erkek çocukları ifade eder.

Kur’an-ı Kerim’de mal ve servetten insanları imtihan aracı olarak bahseden ayetlerde vadır. Örneğin Bakara suresi, 155. ayeti: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!”

Bu ayetin tefsirine göre insanlar, dünya mallarını nasıl harcadıklarını tespit etmek için malları ve mülkleri ile imtihan edileceklerdir.

Dini öğretiler, insanlara zenginliklerinden dolayı gurur ve kibire kapılmamaları, kaybettikleri zamanda üzülmeyecekleri şekilde bakmalarını tavsiye eder.

Burada Kur’anın bu tavsiye ettiği zenginlik anlayışı dünya malına bir banka memuru gibi bakmak ve kendini onun sahibi olarak görmemek olduğunu söyler. Bunu da en güzel şekilde Hadîd suresi, 23. ayetinde açıklar: “Kaybettiklerinize üzülmeyesiniz ve O’nun size verdikleriyle şımarmayasınız diye (böyle yapmıştır). Allah kendini beğenen, böbürlenen hiç kimseyi sevmez.”

Hüccetül İslam Velmüslimin Muhsin Kıraati’nin  haftalık Kur’an dersleri notlarından alıntıdır.